Profesör, dr. ZAHID FƏRRUX MƏMMƏD
DOÇ.DR. ZÖHRAB İBRAHİMOV
Küresel kriz sonrası Rusya bankacılık sektörünün sorunları ve özellikleri
ÖZET
Araştırmada
küresel mali krizin Rus ekonomisine etkileri ve küresel mali kriz döneminde Rus bankacılık
sektörünün sorunları ve özellikleri
analiz yapılmıştır.
Özellikle, Rusya Merkez
Bankasının monetar politikasının
krize karşı aldığı önlemler paketinin analizi ve Rusyada kişilerin finansal bilgi
düzeyi konusunda sorunları verilmiştir.
Anahtar
kelimeler: Para politikası, küresel
kriz, anti-kriz önlemler, kamu bankaları, finansal bilgi.
Problems
and particularities of the Russian Banking Sector after the Global Financial
Crisis
SUMMARY
The impacts of global financial crisis to Russian economy and problems
and features of Russian banking sector in the period of global financial crisis
have been analyzed in this investigation. Especially, the analysis of measures
packet of monetary policy of the Central Bank of Russia
taken against the crisis and problems of financial information’s level of the
individuals in Russia
were given.
Keywords: Monetary policy, global
crisis, the anti-crisis
measures, state-owned banks, the financial information.
G15 - International Financial Markets
Küresel mali krizin(2008) Rusya ekonomisine etkisi ve anti-kriz önlemler paketinin
analizi
Küresel
(2008) krizin
etkisi
ile Rusyadan yabancı
paraların hızlı bir şekilde çıkmasına neden oldu. Son 3 yılda Rusya
şirket ve bankalarının dışarıya olan borçları 175 milyar dolardan 500 milyar
dolara yükselmişti. Değerlendirmeye göre Rus sermaye piyasalarında işlem gören sermayenin 2/3
yabancıların payına düşüyordu. Rusya piyasasından uluslararası
yatırımcıların çıkması (2008 yılı için Rusya'dan çıkan özel sermaye net çıkışı-
130. mlr. dolar bankacılık sektöründe bir likidite krizi ortaya koydu. Krizin etkisiyle
bu piyasalardan çıkarılan yabancı sermaye Rusya Borsa sistemindeki endeksin 3-5
kat azalmasına neden oldu. Bunlara
paralel olarak, Yabanşı menşeli sermayenin ülkeden çıkışı
şirketlerin ve bankaların likidite sorunuyla karşılaşmasına yol açtı,
borçların ödenmesi zorlaştı. Kriziden önceki yıllarda ülke banka ve
şirketleri aktiv şekilde dışarıdan borçlanmaya gitmiş ve portfölerindeki borç
portföyü ciddi ölçüde büyümüştü.
Kriz süreçinde Rusya
MB’sının uyğuladığı monetar politikasının anti-kriz
önlemler paketine şunlar dahil idi:
1. Bankacılık
(teminatsız açık artırma usulü ile, Subordinated
loans, Lombard listesinin genişletilmesi) ve özel sektöre
likidite sağlanması. Bu durumda, özel sektöre tahsis edilen fonların büyük bir
kısmı bizzat onlar tatafında değil,
uzman kamu kurumları aracılığıyla verilmiştir.
2.
Krizle mücadele tedbirleri esasen sermaye kaçışının
ve uluslararası piyasaların daralmasının etkilerinin yumuşatılması yönünde
gerçekleştirilmekteydi. Bunun için
bankacılık sektörünün likidite sorunlarına karşı dözümlülüğünün
artırılması için ek enstümanlardan istifade edildi, (mevduat sigortasının genişletilmesi,
para piyasalarındakı işlemlerin sigortalanması, vergisiz kredilerin yaratılması ve s)
milli refah fonundan ise yabancı borçların ödenmesine 50 milyar, fon
piyasasının canlanmasına ise 175 milyar ruble kaynak aktarıldı.
3. Rusya MB tarafından uygulanan anti-kriz önlemleri öncelikle bankacılık sektöründe likidite
destek amaçlı olmuştur. Ekim 2008
de, RF hükumeti, RMB, Rusiya Federal Meclisi ve Devlet Dumasının birlikde kabul etdikleri proqrama uyğun olarak bankacılık sisteminin likide sorununa karşı destek
yönlü tedbirler paketi kabul edildi. Rusya Merkez Bankası ve Rus hükümeti finansal
zorluklarla karşı karşıya kalmış bankaları iflas yolu ile değil, iflası
önlemek için başka tedbirler uygulamak kararı verdi: yeniden yapılanma
kurtarma, birleştirme, birleşme.
4. Kaynak kaybının önüne geçilmesi yönünde 177-FZ nolu
“Rusya Federasyonu bankalarında gerçek kişi mevduatlarının sigortalanması
hakkında” Federal kanunda değişiklik yapıldı ve Ekim 2008 den itibaren zorunlu
sigorta tutarı
400 000 rubleden 700 000 rubleye yükseltildi. Malesef bu adım piyasalarda gerçek kişilerin tasarrufları ile ilgili riski tam olarak ortadan kaldıramadı çünki bu
değişiklik yürürlüye girmeden önce artık bankalar önemli ölçüde mevduat kaybına
uğramış durumdaydılar. Bu ise çoğu kredi kurumu artık kendi faaliyetlerini
durdurma tehlikesiyle karşı karşıya gelmiş, bazıları ise ödeme yapma güçlerini
tamamen kaybetmişlerdi.
Ancak, neredeyse mevcut finansal kriz döneminde tüm ülkelerde, bu küresel krizi önlemek için
bankacılık kurumlarına kamu güveni getirilmiştir. Batı ülkelerinden farklı olarak,
Rusya'da devlet sadece bireylerin
mevduatı için güvence veriyor, işletmeler için bu geçerli değildir.
5.Rusya Merkez Bankası
bankacılık sisteminin mali durumun istikrarını temin etmek amacı ile sektörde
reform yapmak zorunda kaldı. Başka bir deyişle, hükümet krizi " sistem içi temizlik"i
hızlandırmak için kullandı[Mamedov, 2010. s.10].
Neticede
değişken dış ve iç şartlarına rağmen 2009’da Rusya mali
piyasaları krizle başa çıkabildi ve toparlanmayı başardı.
Tablo 1’de
görüldüğü gibi, Rusya’da bankaların yapısal reformlarına yapılan harcamalar
1998’de GSMH’nın %0.2’ini oluşturduğu halde, nisan 2009’da bu oran %21.7’ye
ulaşmıştır.
Tablo
1.
Bankacılık
krizlerinin sona erdirilmesi için çeşitli ülkelerde devlet tarafından yapılan
harcamaların miktarı (GSMH %’yle )
Ülke
|
Kriz Dönemi
|
Harcamalar
/GSMH
|
Ülke
|
Kriz Dönemi
|
Harcamalar /GSMH
|
|
ABD
|
1984-1991
|
2-5
|
Malazya
|
1997
|
20.5
|
|
Norveç
|
1987-1989
|
3-4
|
Güney Kore
|
1997
|
26.5
|
|
İsveç
|
1990-1993
|
4-6
|
Meksika
|
1995
|
20
|
|
İspanya
|
1977-1985
|
16.8
|
Arjantin
|
1980-1982
|
55.3
|
|
Finlandiya
|
1991-1993
|
4-6
|
Kolombiya
|
1997-2001
|
4
|
|
Rusya
|
1998-1999
|
0,2
|
Brezilya
|
1994-1996
|
20
|
|
Japonya
|
1990
|
20
|
Çek cumhuriyeti
|
1994-1995
|
12
|
|
Endonezya
|
1997
|
51
|
Türkiye
|
2001
|
19.3
|
|
ABD
|
2008
|
38,7
|
Rusya
|
2008
|
21,7
|
|
Avrupa
Birliği
|
2008
|
23
|
Japonya
|
2008
|
12
|
|
Kaynak : C.İbiş., Z. F. Mamedov. V.Zeynalov. «Антикризисная политика в банковской сфере: Турция, Российская Федерация и Азербайджан (сравнительный анализ)». Журнал
«Экономика и управление».№ 6.2010
Kriz sonrası Rusya ekonomisinde yaşanan sorunlar
Böylece 2009 yılında Rusya mali piyasası yavaş yavaş toparlanmaya başladı ve
2008 küresel ekonomik krizin etkilerini atlatmayı başardı. Mali piyasaların toplam hacmi ve GSMH
arasındaki yüzdesel ilişki
2009 yılı sonunda % 124’e
ulaştı. 2008 yılı sonlarında bu rakam 86 %, 2007 sonlarında ise % 155 olarak kayda
alınmıştı. Belirttiğimiz dönemlerde ve ondan önceki dönemlerde mali piyasaların
esas finans kaynağı hisse senetleri
piyasasıydı. 2009’un sonunda
Rusya menkul değerler borsasında hisse senetleri piyasasının sermaye
tutumu GSMH’nın % 59’u, gayrimali sektörün
bankalardan aldıkları kredilere göre borçları GSMH’nın % 41’i, işlem gören borç
senetlerinin hacmi
ise GSMH’nın % 23’ü civarında idi[4].
Mali
piyasaların önemli oyuncuları işlem yapmayı sürdürdü ve piyasanın altyapısı
kesintisiz devam ettirildi. Rusya
ekonomisinin bundan sonraki gelişimini belirleyen çok sayılı
faktörlerin içerisinde en önemlilerinden birisi, reel
sektörün istikrarlı bir şekilde gelişimini temin etmekti.
Aşağıda geçen yıllarda Rusya ekonomisinin
gelişiminde ortaya çıkmış daha önemli sayılacak sorunlara dokunacağız. Bu
sorunlar günümüzde ve yakın gelecekte Rusiya hükümetinin ekonomi politikasının
merkezinde yer almalıdır:
(1) Maliyye
(bütçe) durumun belirgin biçimde alevlendirilmesi. Rusya yaklaşık on yıl
sürecinde karşılaşmadığı bütçe açığıyla tekrar yüzleşti. 1989-1998 yıllarında
yüzleştiği mali kriz sonrası 1998 yılında keskin varsayım evresine ulaşan Rusya
hükumeti bütçe sorunlarına çok duyarlılıkla yaklaşmaya başladı, bütçeyi dengede
tutmaya çalışıyordu. Buna petrol fiyatlarındaki artışlar yardımcı oldu.
Dış borçların yoğun bir biçimde itfası kriz
başlanğıcında Rusyayı dünyada en az borç yükü bulunan ülke durumuna getirmişti.
Ülke 2009 yılında bütçe açığıyla yaşamını
sürdürmeği denedi ve hiç bir felaketle yüzleşmedi. Seçkin zümre, üretim
faaliyetinden ve elverişli dış ekonomi konjonktürde elde edildiğinden daha
fazla para araçlarına ulaşa bileceğini anladı. Sonuçta paradoksal durum ortaya
çıktı: yıllık ortalama petrol fiyatlarının yaklaşık 80 Dolar / varil olduğu bir
durumda Rusya bütçe açığına sahipti. Ancak bir kaç yıl önce petrol fiyatları 30
Dolar olduğu bir zamanda federal bütçenin fazla olduğu görülüyordu.
Biçimsel olarak bu durum endişeli gözükmüyor. Devletin
borç düzeyi düşük olarak kalmakta ve ülke Rubl ve aynı zamanda yabancı döviz
benimseme için geniş imkanlara sahipti. Bütçe açığı, gelişmiş ülkelere kıyasla
çok fazla değil – % 3,5-4 GSYİH. Şöyleki hesaptan rant çıkarılınca bütçe açığı
GSYİH % 13 düzeyine ulaşıyor. Başka bir deyişle ülke dünya enerji
kaynaklarındaki fiyat dalgalanmalarından son derece asılı duruma düşüyor – yani
hiçbir şekilde Rusyadan asılı olmuyor.
Durum tam olarak 1980`li yıllarla
karşılaştırılabilir. O zamanlar Sovyet sistemi son derece istikraralıydı,
ekonomi hafif tempoyla olsa bile büyümekteydi (yılda % 2-3). Devlet borçu çok
yüksek değildi. Enerji kaynaklarının satışından elde edilen gelirler cari bütçe
ihtiyaclarının (esas olarak askeri giderlerin karşılanması, besin maddeleri, kamu
tüketim malları, petrol ve gaz sektörünün sonraki gelişimi için ithal
tesisatların alınmasına harcanıyordu) kapatılması için kullanılıyordu. Bu model
uzun süre istikrarlı oldu. Sovyet hükumeti tarihi deneyimine dayanarak petrol
fiyatlarının yalnız artacağına emin idi. Petrol fiyatları beklenmedik şekilde
altı defa indiğinde oluşmuş mali felaketten istikrara kavuşmak için beş yıl
gerek olur. Bu riskler günümüzde de gerçektir. Yalnız bir fark var ki, 1980`li
yıllardan farklı olarak bu gün her kes petrol fiyatlarının her iki istikamete
değişebileceğini iyi biliyor.
(2) 2009 yılında
ve 2010 yılı birinci yarısında enflasyon düzeyindeki düşüşlerden sonra tüketim
fiyatları endeksi büyümeğe başladı ve yıl sonuçlarına göre % 8,8 ulaştı. Diğer
bir deyişle enflasyon “yirmiler” ülkelerinde olduğundan yüksek olmakta kalıyor
ve yalnız Hindistan ve Türkiyedeki enflasyonla karşılaştırılabilir. Her şeye
rağmen Rusya ekonomisinde yüksek enflasyon kalmakta devam ediyor. Rusya
durumunda enflasyon artımı gelişmiş ülkelerde olduğundan daha fazla sorunludur.
Gelişmiş ülkelerde enflasyon üretimi teşvik eden faktör (gösterge) olduğu iken,
Rusya durumunda enflasyon ise yüksek faiz oranlarına ve onların iki rakamlı
sayıda sürdürülmesine getirip çıkarıyor. Bu ise ekonomik büyümeye engel olan
ciddi faktör sayılır.
Bu durumda Rusya şirketlerinin, daha düşük mali
kaynaklar teklif eden dış piyasalardan borç alması gözlemleniyordu. Bu
borçlanmalar 2010 yılında gerçekten artmaya başladı, özellikle finansal olmayan
kurumlar (kriz öncesinden farklı olarak) bu yönde etkin oldular.
(3) Rusya önemli
ölçüde sermaye çıkışlarıyla karşılaştı. Bu durum tam olarak diğer BRIC (BRIC
daxildir: Brazilya, Rusiya, Hindistan ve Çin) ülkelerinin yapısına zıtdır. Brazilya,
Hindistan ve Çin gibi ülkelere güçlü sermaye çıkışları gözlemleniyor. Rusya
Borsasının dünyada en çabuk büyüyen borsa olmasına rağmen sermaye çıkışı devam
ediyor. Şöyle ki, Rusya Borsasının büyük olmayan ölçeği (portföy yatırımları
girişi sermaye dinamiğinde çok az paya sahipti), büyük olmayan içeriği ve aynı
zamanda son derece yüksek hareketliliği (bir kaç defa faize etki etmeyen
dalgalanmalar) ona olan büyük uluslararası ilginin hafiflemesine getirip
çıkardı. Geçen sene direkt yatırımlar yok denecek kadar azdı.
Şöyleki sermaye çıkışının bir kaç sebepi mevcuttur.
Bu ekonomik krizin gelişim perspektiflerinin genel belirsizliğidir. Bu
önümüzdeki Rusya seçimleri ile ilgili belirsizliktir. Bu yüksek yolsuzluk ve rüşvet
seviyyesinin sürdürülmesidir.
İthal hacminde önemli sayıla bilecek artımlarla ilgili
olarak aynı anda cari işlem hesaplarına göre ödemeler bilançosu azalan bakiye
veriyor. Bu ise bütçeden yapılan sosyal harcamaların artımına bağlıdır. Daha
fazla satın alma gücü (efektif talep) ucuz mallara olan talepe dönüşür, günümüz
durumunda öncelikle ithal mallara olan talebe yönelmeler görülür. Rusya ucuz
ülke konumundan çıkmıştır. Yerli tüketim malları fiyat ve kalite
(price/quality) bakımından bir kural olarak yabancı ülke mallarıyla rekabete
devam getiremiyor. Bu durum ülkeden sermaye çıkışına ve ülkede cari işlemler
hesabı üzere ödemeler bilançosunun azalan bakiye vermesine sebep olmuştur.
Cari işlemler ameliyyatının bakiyesi olumsuz
değerde olma kuşkusu esaslı sebep taşıyor. Olayların bu tür gelişimi kaçınılmaz
değil, şöyle ki, ithal mallarına olan talep yükselmesi Rubl kurunda düşmelere
getirip çıkarşmış ve bu ise ithalin sınırlandırılmasını zorunlu kılıyor. Bu ise
para otoritelerinin faaliyetinden ve aynı zamanda fiskal politikadan asılıdr.
Merkez Bankası, ithal mal girişini durdurmak için Rubl`u akıcı biçimde
düşürerek kur oluşumuna etki ede bilir. Doğrusu bu enflasyon sorununu çözme
amacına aykırı olacak. Ödemeler dengesi perspektifleri aynı zamanda bütçe
politikasının özelliğine bağlıdır.
(3) Rusyada uluslararası
entegrasyon yönünde önemli sayıla bilecek adımlar atılmıştır. Örneğin: “Gümrük
Birliği – Tek ekonomik alan” ve “Dünya Ticari Birliği”ne katılma sorununun
çözümü gibi. Her iki yönde önemli ilerlemeler görülmüştür. Her iki alan sırf
politik sayılır, ekonomik veya teknik çözüm sayılmıyor. Rusya DTB üyesi olacak
mı? Postsovyet ülkelerinde entegrasyon kurumları çalışır mı? Bu soruların
çözümü artık ülkenin politik yönetiminden asılıdır.
Krizle mücadele tedbirleri ile çağdaşlaştırmayı
birleştirmeye çalışan Rusya hükumeti son iki yılda kendi ekonomi politikasında
bazı yeni öğeler kullanmaya başladılar. Bu her şeyden önce yeni makroekonomik
gerçekliktir – bütçe açığının sabit şekilde sürdürülmesi ve bütçe
borçlanmalarının artırılması.
Politikadaki diğer yenilik vergileri artırma
politikasına dönmedir. Son zamanlarda sosyal ödenekler (her şeyden önce Emekli
Sandığı) önemli ölçüdü artırılmıştır ve aynı zamanda hidrokarbon
vergilendirmesi çoğaltılmıştır.
Bu önlemlerin mali mantığı yeteri kadar açıktır –
bütçe giderlerinin çoğaldığı bir durumda vergilerin artırılması kaçınılmazdır.
(4) Son olarak 2010 yılnda özelleştirme konusu tekrar
güncelleşti. Hükumet geniş ölçekli özelleştirme programı kabul etti. Bu program
üzere, devletin sahip olduğu hisseler ve aynı zamanda büyük devlet
şirketlerinin sahip olduğu hisseler veya devlet payının üstünlük oluşturduğu
şirket hisseleri özelleştirilmelidir. Son olarak “Rusya Petrol Şirketi”, “Rusya
Tiren Yolları”, “Rushidro”, “Sberbank”, “Vneştorqbank” ve diğerleri
özelleştirilme aşamasındadır. Anlaşılan özelleştirme stratejik çıkarların
(uygun olarak yatırım kaynaklarının elde edilmesi ve korporatif yönetimin
iyileştirilmesi) devamı olacak ve aynı zamanda bütçenin dengleştirmesini sağlayacak.
Rusya
bankacılık sektörünün sorunları
Ancak Rusya'da devam eden ekonomik sorunlar bütün ekonomik alanları, o cümleden bankacılık sektörünü da
ehate ediyor. Bu bağlamda, Rusya'nın bankacılık sektörünün bir takım sorunların
listesinde baktığımızda, Rusya’da modern piyasa tipli bankacılık sisteminin
kurumsal gelişimi henüz tamamlanmamış olduğunu görmekteyiz.
1. Şu anda Rusya’da, hem kapital , hem de varlıklar
açısından kelimenin tam anlamıyla-
“karlik (cüce) " bankalar faaliyet göstermektedir. Rusya’da faaliyet
gösteren 1228 banka olmasına bakmaksızıın,
bankacılık sektörünün aktiflerinin 93 % ve sermayenin % 87’isi 200 büyük bankanın
kontrolündedir. En büyük beş Banka
ise - bankacılık sektörünün aktiflerinin
yüzde % 44 ve sermayenin yüzde % 45 elinde bulunduruyor.
2. Rusya’da bankacılık hizmet birimleri eyaletler üzerinde son derece
dengesizdir. Genelde küçük şehir ve kasabalarda herhangi bir banka birimlerinin
faaliyeti yoktur. Bankacılık hizmet birimleriyle ilgili Moskova ve St. Petersburg
başta olmak üzere büyük şehirlerde aşırı yoğunlaşma görülmektedir. Örneğin,
yalnızca Moskova'da toplam bankacılık varlıklarının % 86, toplam mevduat ve kredilerin % 87’si
konsolide olmuştur.
3. Rus bankacılık sektöründe sermaye çatışmamazlığı
şirketlerin finansmanına adekvat etki
gösterdi. Aynı zamanda RF Merkezi
Bankanın gayrıi rasyonal para
politikası, özellikle dış finansman konusunda kısıtlamaların yokluğu
(2006 yılından itibaren) Rusyada dış borçun
kontrolsüz büyümesine neden olmuştur.
Böylece, bankacılık ve kurumsal sektörlerin dış borcu şu anda Rusya’nın GSYİH'nın yaklaşık % 40 seviyesine ulaştı.
Rublenin hızlı devalüasyon şartlarında Rus borçlularının önemli bir parçası olan
dış borç servisi ödemelerini zamanında yerine yetirmekde sorun yaşanacakdır.
4. RF Merkezi Bankasının para politikası ekonomik
büyümeyi teşvik etmek ve yaşam standartlarını yükseltmek üçün yeterli değildir.
Prensip olarak, bütün bunlar Rus ekonomisinin ihtiyaçlarını karşılamıştır. RF MB para politikasının gayri rasyonel siyaseti ekonomik
aktörlerin kararlar alımında sorunlar getirmiştir. Aslında, teoretik bakımdan kriz öncesi
rublenin güçlendirilmesi Rus
işletmelerin modernizasyonu için katkı yapabilirdi. Ancak yüksek enflasyon ve faiz politikası
koşullarında üretimin modernizasyonu sınırlı kalmıştır.
5. Rus
bankaları finansal piyasaların tüm kesimlerinde sınırlı faaliyet gösterdiği
halde, ama döviz piyasasında aktif müdahaleler hayata geçiriyordu. Onlar ruble
cinsinden yükümlülüklerini döviz varlıklarına dönüştürüyordular. Devlet ve
RF MB tarafından banklara açılan
krediler işletmelerin finansman ihtiyaclarını karşılamak yerine, döviz
piyasasında spekülatif karakterli istifade ediliyordu. Neticede, finansal kriz önlemleri ancak devalüasyon
basıncı güçlendirir. Ruble likiditesinin azalması toplam talebi daraltıyor ve
sonuçta daha fazla ekonomik krizi
artırmaktadır.
6. İç piyasadan dahil olan kaynaklar verimli
kullanılmadı ve adeta, spekülatif finansal işlemler için istifade ediliyordu,
neticede ulusal menkul kıymetler piyasası finansal spekülasyonlar için önemli
bir gelir kaynağına dönüştü. Kriz öncesi dönemde Rus ulusal menkul kıymetler
piyasasının birkaç özellik vardı:
piyasanın düşük kapasiteye sahip olmsası (halka açık menkul kıymetlerin sadece
küçük bir bölümünü çekici idi); yatırımcıların sınırlı sayıda olması, içerden
öğrenenler ticaretinin (insayder) sövdeleşmelerin geniş bir şekilde
yaygınlaşması, bu ise kendi növbəsinde
yatırımcılara döviz kuru dalgalanmalarından fırsatlar elde etme imkanı
verdi; pazar altyapısında ciddi sorunlar.
7. Rusyanın
yüksek yatırım derecelendirmesi yabancı yatırım çekmek için güzel
imkanlar temin ediyordu, ama pazarda arz darlığı, Rus hisse senedi piyasasında hızlı bir
"ısınma"ya yol açtı. Krizden
önce, Mayıs 2008'de, Rus hisse senedi piyasasının sermaye değeri 1.6 trilyon
dolar oldu, yani son üç yıl içinde üç kat daha fazla büyüdü.
Bazı durumlarda yatırımcılar menkul kıymetleri yüksek
fiata satın alıyordu. Bu yüzden, Rus
şirketi "Severstal-Auto" hisse senetlerinin yerleştirilmesi
maliyeti Honda, Nissan, Toyota gimi
şirketlerden % 15-20 yüksek olmuştur. Rus oto lastik şirketi “Amtelin”nin hisse senedleri Michelin ve Bridgestone gimi dünya markalı şirketlerinden 2-2,5 kez
daha yüksek maliyetle yerleştirildi.
8.
Rusya
bankalarından hiçbiri «Financial Times» tarafından belirlenen «Dünya
Ekonomisinin En Büyük Bankaları» yıllık reytingine girmemektedir. Birçok
göstergelere göre, Rus bankacılık sistemi AB’nin bir sıra ülkelerinden
geridedir. RF’unda bankacılık sektörünün toplam aktiflerin GSMH’ya oranı % 75 iken,
AB ülkelerinde bu oran % 337’dir. AB yeni üyelerinin banka aktiflerine
bakarsak, Macaristanda bu oran % 117, Çek Cumhuriyetinde % 104, Slovenya’da %
101 olmakta, Avrupanın finansal devlerinde ise çok daha yüksektir (Almanya % 306,
Fransa % 382, Hollanda % 378, İngiltere % 285). Benzer durum vadeli mevduatlarda
da görülmektedir: RF’nda bu mevduatların GSMH’ya oranı % 19,2 iken,
AB’de (27 ülke) % 150‘dir. Bankalar tarafından verilen krediler hacminin ülke GSMH’ya oranı RF’nda
50,8 % iken, AB’nde % 154’
tür (EU Banking Structures 2010, -2.). RF’nda konut kredilerinin GSMH’ya oranı 2 % iken, Baltık ülkelerde bu oran 14 %,
İspanya’da 40 %, ABD’nde 64 %, Hollanda’da %110’dir.
Тablo 2.
RF,
Türkiye ve AB ülkeleri bankacılık sistemi esas göstergeleri (2009)
Aktifler /
GSMH
|
Kredi /
GSMH
|
|
AB
(27)
|
337,4
|
154
|
İsveç
|
274
|
130
|
Avusturya
|
378
|
129,5
|
Hollanda
|
375
|
184,6
|
Almanya
|
315
|
129,4
|
Danimarka
|
469
|
238
|
Fransa
|
370
|
117,4
|
B.Britanya
|
486
|
281,8
|
Italya
|
230
|
115
|
Türkiye
|
85
|
41
|
RF
|
75
|
50,8
|
Kaynak: EU Banking Structures 2010; BDDK.
Demek ki, Rusya , finansal
hizmet sektörü de dahil olmak üzre, kendi altyapısını temelli olarak modernize
etmeye mecburdur.
Ülke
|
Aktif /GSMH
|
Kredi/ GSMH
|
Sermaye/ GSMH
|
mevdiat/ GSMH
|
RF (2010)
|
75,3
|
50,8
|
11,8
|
19,2
|
Тürkiye
(2010)
|
85
|
41
|
14
|
35,7
|
Kaynak: Центральный Банк Российской Федерации. Отчет о
развитии банковского сектора и банковского надзора в 2009 году.
9. Sonuç olarak, ulusal ekonomideki çok sayıda ve
büyük ölçüde bankacılık sektörü ve reel sektör ilişkilerinde yapısal
dengesizlikler güçlenmiştir. Bankacılık sisteminde reform yerine, bankacılık
sisteminin devletleştirme politikası yürütüldü. Uzmanlar zorluklarla karşı
karşıya kalan bankaların aktif alıcı grubunu dört yere ayırır: Kamu bankaları, büyük ticari bankalar, sektöre
ait olmayan işletmeler - AŞ “Rusya Demir Yolu” ve “Alrosa” gibi çok geniş profilli holding
şirketi). Bankacılık sistemi ve sistem yönümlü işletmelerin likidite tamamlanması faiz
oranlarındaki artışla müşahade olundu. Böylece, şu anda bankacılık sisteminin
işletmeler ve hane halkına borç verme için yeterli kullanılabilir fon olmasına
rağmen, kredi fonları bir çok işletmeler için geçerli değildir.
10. Bu nedenle, Rus ekonomisi üçün bu krizden çıkış son derece zor olacak ve acil sıradışı
çözümler gerektirir. Günümüzde, Rusya’nın sosyo ekonomik gelişmesi yönünde en önemli ortak öncelik ekonominin
modernizasyonu ve çeşitlendirilmesidir.Özellikle Rusya için bu mesele daha çok günceldir.
Bu sebeple,gelecekte siyasetin önemli unsuru olarak küresel kriz zamanı oluşan temel sorunları çözmeye
başlayacak ve ekonominin modernize edilmesine neden olacak
reformlar ön plana çıkmalıdır.
Rusya Merkez Bankası bankacılık
sisteminin mali durumun istikrarını temin etmek amacı ile sektörde reform
yapmak zorundadır. Rusya’da bankaların yapısal reformlarına yapılan
harcamalar GSMH’nın %21.7’ye ulaşmıştır.
Lakin bütün bunlara bakmazısın, Birçok göstergelere göre, rus bankacılık
sistemi AB’nin bir sıra ülkelerinden çok geridedir. Demek ki, Rusya , finansal
hizmet sektörü de dahil olmak üzre, kendi altyapısını temelli olarak modernize
etmeye mecburdur.
Rusya’nın
sosyo ekonomik gelişmesi yönünde en
önemli ortak öncelik ekonominin modernizasyonu ve çeşitlendirilmesidir.
Rusyada
finansal bilgi
düzeyi ve onun sorunları
Rusya mali piyasasında görülen kriz zamanı kişilerin finansal bilgi sorunları güncelliğinde
köklü artım görüldü. Rusya şartlarındaki özellik diger ülkeler için geleneksel
olanların burada mevcut olmamasıdır. 2009 yıl başlangıcında Rusyanın ekonomik
aktif nüfusunun yaklaşık yarısı finansal hizmetlerden tam
yararlanabilmemekteydi. 2006 yıl sonunda Kamuoyu Kurumu tarafından hayata
geçirilen ilk ulusal anket sonuçlarına göre Rusya nüfusunun % 43,4 en basit
olanlar dahil mali işlemler (örneğin: ticari bankada mevdüat açma ve kredi alma
gibi) yapma pratiğine sahip değildi.
Mali bilgi ve beceriler son derece eşit
yaygınlaşmamıştır. Finansal bilgi düzeyinin düşük olması Rusyanın ulusal
özelliği olmadığını kayd etmek gerekir. Mali piyasa gelişim deneyimi yüzyıllar
süren ülkeler hatta bu sorunlarla yüzleşir. Bunun dışında ABD oluşan yakın
ipotek bunalımı, on yıl önce yatırımcılar ve ahalinin davranışlarında görülen
aynı yanlışların çağdaş dünyamızda da çok sayıda yapıldığını gösteriyor.
Diğer bir
deyişle çağdaş Rusya şartlarında ahalinin finansal bilgi düzeyinin
yükseltilmesi ekonominin modernizasyonunda en önemli etkendir.
Kaynakça
1.
Мамедов З.Ф. Зейналов
В. З. (2010), Антикризисная политика в банковской
сфере: Турция, Российская
Федерация и Азербайджана (сравнительный анализ) // Экономика
и управление. - 2010. - № 9. 3 – 25.
2.
Мамедов З.Ф. Банковская система в условиях глобального финансового кризиса// Финансы и кредит.-
2010.- № 48.c. 8-15.
3.
Стратегии выхода
из банковского кризиса: международный опыт //
Обзор центра макроэкономических исследований Сбербанка России. 2009.
4.
Банковская
система РФ и ее антикризисное регулирование. – М.: Норма,
2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder